11 Temmuz 2014 Cuma

Şebnem Ferah- 12.Fanta Gençlik Festivali 2013 İzmir

Ben kendimi bildim bileli bir Şeboistim ve bu benim ilk Şebnem Ferah konserimdi.Benim için inanamayacağınız kadar önemli yani.İlham kaynağım olan ve müzisyen olma isteğimin sebebi insanın ta kendisini görecektim karşımda.Sahne vakti Emre Aydın’dan sonra Şebo’ya geldi.Sahnede düzenleme sırasında Ozan Tügen’i ve Aykan İlkan’ı gördük.Heyecanlı bekleyiş iyice artıyordu.Gözlerimi sahneye kilitlemiştim. Introdan sonra Şebo’mun “Şimmdiii uyku vaktiii geldiii bir gün daha bittii”diyen sesini duyduk ama kendisi görünmüyordu Sahne sisle kaplıydı gözümüzü dört açıp sahneye geleceği anı bekledik .Bu sözlere kadar sözleri yavaş yavaş söyledi “Bir an bin yıl” dediği an ise koparttı bizi! Sahneye çıkar çıkmaz tüm atmosfer değişti resmen.Sanki mekan da insanların coşkusu da!Son albüm şarkılarının çok çok az eşlik almasına rağmen(ilk başta tüm konserin o şekilde süreceğini düşünüp üzülüyorsunuz:) Diğer albümlerini şarkıları herkesten,beklemediğim kadar eşlik aldı.”Delgeç”in öncesinde Şebo şöyle dediBizim biliyorsunuz artık kanımızdan canımızdan olan bir arkadaşımız var,dostlarımız
zaten yakın zamanda burada çalmışlardı Tarkan Gözübüyük bu gece bizimle birlikte bir parça çalmayı kabul etti.” O sırada "Tarkan Gözübüyük kim?" "Ay kimse tanımıyor ki onu."  diyen sesler duydum :D " Pentagram'da çalıyor" dedim."Ben Tarkan zannetmiştim" dedi birisi de.Karışık kitleyle olan konserin güzelliğine bakın ,popçular dışarıı :P Ve Tarkan Gözübüyük sahnendeydi ve  parça başlamadan bizim tarafa doğru yürüdü ve bir an sessizlik oldu “Hoş geldiin” diye bağırıp etrafımdaki insanların da gülmesine sebep oldum, umarım duymuştur beni :) Onu Şebnem Ferah ve ekibiyle görmek de eşsiz bir şey oldu ama bu noktada size Pentagram'ı dinleme isteğimi de belirtmem gerekiyor:) Sahnedeki enerjisi ve ekibe uyumu çok güzeldi.Parça bittiği vakit Şebo gülerek ”Sevgili Tarkan çok teşekkür ederiz. Biz bu anlar hiç bitmesin isteriz Buket alınmasın”,Tarkan da “O şeref bana ait dedi.Sonra sahneye yeniden Buket geldi.Şebo ve tüm ekip şahaneydiler o akşam.Sabaha kadar çalsalar eşlik ederdim.Her şarkıda neredeyse hiç susmadan ,nefesim kesilene kadar eşlik ettim!Bir hayalimi gerçekleştirdim çok mutluyum! Bir şarkının da giriş kısmında kısa da sürse(yanlış zamanlama:( ) “ Her yer taksim yer yer direniş” sloganlarını duyduk.Buna çok mutlu oldum.Yeni albümden “Utangaç” ve “Bin Yıldır”ı dinlemeyi ve finali “Hoşça kal” ile yapmayı çok isterdim ama olmadı.Umarım bir dahaki konsere : ) 

Konserde çalınan parçalar hatırladığım kadarıyla şöyleydi : (Unuttuğum parça varsa hatırlatırsanız sevinirim :)
  • Kalbim mezar
  • Birileri Var
  • Çakıl Taşları
  • Can kırıkları
  • Sil baştan
  • Delgeç
  • Eski
  • Ben Şarkımı Söylerken
  • Ya Hep Ya Hiç
  • Yarım
  • Fırtına
  • Sigara
  • Mayın Tarlası
  • Bu Aşk Fazla Sana





6 Haziran 2014 Cuma

KOLTUK ÖRTÜSÜ

         Misafirler ve Anadolu evleri… Misafirperverliği ile ünlü bir ülkede yaşıyoruz. Azıcık düşününce trajikomik sahneler çıkıyor ortaya. Anadolu halkı ile misafirlik 'el alem ne der?' sloganı ile gelişiyor.
       
Orçun ve psikolog sahnesi biraz abartı kaçıyor ancak Türk insanında bu yaklaşımın varlığı yadsınamaz. Yabancıya karşı asla gerçeği sunmak istemeyen bir halkız. En iyiyi en güzeli sunarız ama asla gerçekte var olanı sunmayız. Misafirin önünde ilkel anne modeli çizmek istemeyen annelerimizin attığı 'Evde görüşeceğiz.' bakışları, 'Ay bu çocuk neden böyle, bilmem ki...' hayıflanmaları, misafir gelmeden önce 'Oğlum bak misafirlerin yanında akıllı ol tamam mı?' uyarıları hep, aslında var olan kimliği saklamak içindir. O anne herkesin ortasında bağırıp, gerçek yüzünü göstermek istemez, bir diğer anne kendisinden kaynaklandığını adı gibi bildiği sorunun sebebini bilmez gibi yapar, bir diğeri oğlundan iki saatliğine bambaşka bir insan olmasını ister. Evde pijama ile gezen kadınlarımız misafirlikte bambaşkadırlar. Bu başkalığın dışarı çıkmakla alakası yoktur. Hanım teyzemiz komşuya veya annesine bu kılıkta gitmekten çekinmez ama konu ailece gidilecek ziyaretlere gelince işin rengi değişir. Aynı kişiler normal zamanda ekmeğin somun halini koyarken sofraya, misafire dilim ekmek sunulur. Yine aynı şekilde günlük tabaklar ile misafir tabağını ayırmayanı Anadolu kadını saymazlar diye ödleri kopar bu tür kadınların. Mesela bir grup kadın da günlerce salonuna mobilya arar. Ne günleri, aylarca… Koca şehirde gidilmedik mobilyacı bırakmaz. Sonuç? Kesesine, zevkine, çevresinin gözünde edindiği yerine uygun bir mobilya seçer. Ardından o mobilyaları çarşafla örter! Aylarca arayıp bulduğu mobilyalarının zevkini ancak misafirden misafire çıkarır. Yine her şey misafir için yapılmıştır anlayacağınız. Her şey 'el âlem' içindir. Dışarıdan seyredecek bir göz için. Özel günler için.
         Anadolu salonlarında duran vitrinler niye tabak dolu sanıyorsunuz? O tabaklar da o koltuklar da misafirden misafire çıkar meydana. Kalan süre zarfında, bir arada istifleniyorlar. Eskimesin ki misafire ayıp olmasın. El alem çat kapı gelirse ne der sonra?

-Rozerin Irmak 


12 Nisan 2014 Cumartesi

Bugün Şebnem Ferah'ın,Kraliçe'mizin Doğum Günü! :)



Bu yazımda Şebnem Ferah'ın doğum gününü kutlamak bu sırada da onu neden bu kadar çok sevdiğime dair içimden gelenleri paylaşmak istiyorum.Şebo'nun çok sağlam bir hayran kitlesi var.Bu bağın sevginin kaynağı Şebo'muzun bizimle bizim onunla kurduğumuz kadar saf gerçek bir sevgiyle adeta gözümüzün içine bakarak iletişim kuruyor olması.İddia ediyorum Şebo'nun sesini duyma oranım annemin sesini duyma oranımla yarışır :)Bu kadar çok dinlediğim-dinlenildiği halde, her dinlenildiğinde farklı anlamlar çıkartılabilen hayaller kurduran ve asla eskimeyen bir müzik onunkisi.Yıllandıkca şarap gibi güzelleşiyor.Parçaları kanımın içine hücrelerime işlenmiş gibi,sanki hafızamı kaybetsem adımı bile hatırlasam şarkı sözleri beynimden silinmeyecekmiş gibi! 8-9 yaşındaki bir kız o sözlerden müzikten ne anladı ne anlam çıkardı da tutkuyla dinlemeye devam etti diye düşündüğüm zaman sahnede düşüncelerini,sevgisini,acısını çığlıklarıyla hiç çekinmeden ifade eden güçlü bir kadın görüyorum.Gördüğüm tüm herkesten farklı bir kadın.Durum böyle olunca onu rol model alıp ta küçüklüğümden beri müzisyen olmak istedim.Dinlenildği zaman evet bu Şebnem Ferah'ın şarkı sözü denilecek kadar özgün kendi imzasını taşıyan sözler yazmak...Bir şeyi bu bir şarkı sözü olsun bir şiir olsun her ne olursa bu kadar benliğine aldığın zaman bazı şeyler puzzle parçaları gibi birleşmeye başlıyor.Benim Adım Orman albümü ilk çıktığında çok eleştiri görmüştü.Bana göre bu albüm diğer tüm albümlerden izler taşıyan, adeta o albümlerin sağlaması parçalar taşıyan her zamanki Şebo'dan bir albümdü.Orman gibi...İçinde hem huzur barındıran hem de bi o kadar karmakarışık.Hatta bu albümden sonra çıkan Od'un habercisi gibi.Örneğin; Birileri var önümde yerimde her yanımda yüreğimde/birileri var ruhunun şerefini zalimin gölgesine satmayan(Serapmış/Birileri var),Kalbimin topraklarına mezarlar kazdın/her şeyi gömdüm kalbim mezar(Mahalle/Kalbim Mezar),Asıl içimde içinde yüzdüğüm bir deniz var/sonunda boğulmak olsa da benim o sularda yüzmem gerek(Can Kırıkları/Okyanus) Sana bilmediği bir şey söyleyemem ben de hiç bir şey bilmiyorum/Benim belki de gizli bir bildiğim var(Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem/Can Kırıkları)gibi..Tüm parçalar birbirinden izler taşıyor.Bunun anlamı ise şu:yazdığı tüm sözler gerçekten hissedilerek yazılıyor.Sanki birbirinin devamı gibiler.Sadece kafiyeli olsun diye yazılan söz dizisinden öte bir insanın imgelem dünyasından çıkıp gelmiş bir hikaye,içinde demlenip belli bir zaman sonra dışa vurulmuş duygular bunlar...Nice mutlu yaşlara kraliçe! İyi ki senin gibi bir insanı tanıma dinleme şansına erişmişiz:)

-Selin \m/







28 Temmuz 2013 Pazar

Deli Gömleği ile Merak Giderdik

Sert müziğe alternatif bakış açısı getiren Deli Gömleği'ne merak ettiklerimi sordum, yanıtladılar. Özver Yılmaz teklifimi kabul etti ve hazırladığım soruları grup üyelerine ulaştırdı. Online olmadığı halde okumaktan zevk aldığım bir röportaj oldu. Kim bilir belki ileride konser arkası anları iletirim sizlere, daha sıcak, daha samimi... :) -Rozerin



1- İsim gayet güzel. Beni için çok önemli anlamları var. Peki deli gömleği kurulurken isim için ilham nereden geldi?
Ö: İsmin bir anlamı yok aslında. Eski basçımızla barda oturmuş isim arıyorduk, sonra aklımıza Özgür (Manga) geldi, deli mi olsa acaba dedikJ sonra bir şekilde deli gömleği oldu.
2- Grup tarihinde çok fazla üye değişimi var. Değişimin bu kadar çok olmasının asıl nedenleri sizce neler?
M: Aynı müziği aynı özveriyle yapacak doğru kadroyu bulana kadar arayış sürüyor genelde gruplarda.
B: Zamanın, hayatları şekillendiriyor olması olabilir. Ayrıca hem hissedilen müziğin hem de yaşanan arkadaşlığın birbirini çekmesi de olabilir.
3- Özver kurucu üye, Mehmet ve Berkhan nasıl dahil oldu Deli Gömleğine? 
M: Ben beste çalabileceğim bir grup arıyordum ve internette ilan vermiştim. Aynı dönemde Deli Gömleği de davulcu arıyormuş. O şekilde Özver’le tanıştık ve prova yapmaya başladık.
B: Berkhan, Yahya'nın gruptan ayrılmasıyla Mehmet'in çağrısına kulak vermiştir.
4- grup çalmak için düzenli bir aralıkla buluşuyor mu?
M:Sabit bir program yapmıyoruz. Albüm kaydı, konser gibi bir durum olursa planlıyoruz sadece. Onun dışında genelde çalmak istediğimiz zamanlarda prova yapıyoruz.
B:Yoğun aylarda haftada birkaç kez olabiliyor. Genellikle düzenli buluşuruz, çalarız, eğleniriz.
5- üyelerin deli gömleği dışında uğraştığı bir iş veya yan proje var mı? 
Ö: Bu aralar çeviri yapıyorum.
M:Ben grafikerlik yapıyorum.
B: Öğrenciyim.
6- sizce deli gömleği nasıl bir kitleye hitap ediyor?
Ö: Açık fikirli.
M: Az ve öz bir kitleye hitap ediyoruz ilk olarak. Yaptığımız müzik kimilerine göre “sert” olduğu için dinleyicinin bir bölümü eleniyor maalesef. Dinlemeyi tercih edenler de müzikte ve sözlerdeki o sertliği benimsemiş, ne anlattığımızı anlamaya çalışan insanlar zaten. Yalnızca kulağa hoş gelen popüler işleri benimsemiş bir kitleden daha fazlasına hitap ediyoruz aslında, olay yalnızca rakamlar değil.
B: Eleştirel bakış açısı olan bir kitleye.
7-Zaman sonrasında hemen Rusya turnesine çıkmanız Rusya'da Türkiye'ye nazaran daha büyük bir hayran kitlesine sahip olduğunu düşündürdü bana, doğru mu düşünüyorum? (Doğru ise sizce neden?)
M:İlk Ukrayna turnesinde iyi tepkiler alınca “Zaman” için de yurtdışında turne yapma fikri gelişti. Ukrayna ve Moldova’yı kapsayan ikinci turnede yine motive olup geri döndük. Yurtdışında daha büyük bir hayran kitlesi var diyemeyiz ama kesinlikle daha aktif bir hayran kitlesi var. 2012’deki konserde tesadüfen bizi izleyip takip etmeye başlayan, 2013 turnesinde çaldığımız barlara gelip tanışan insanlar oldu. Başka bir dilde başka bir ülkeden gelip müzik yapıyorsunuz, büyük bir hayran kitlesi edinmek için süreklilik sağlamak gerek, zamanla o da olur belki.
B:Ukrayna'da müziğimizi seven bir kitle oluştu fakat bunun yanında yaptığımız işe saygı duyulması, değer bulması bizi mutlu eden etmen olmuştur.
8- deli gömleğinin en büyük hayali?
Ö: Her yerde, devamlı konser verebilmek.
M:İnsanların “müzik” dinlemesi ve canlı müzik, konser, festival kültürünün artık benimsenmesi…
B:Durmadan istediğimiz gibi üretmek.
9- yeni albüm planları veya başka başka projeler var mı ufukta?
M:Zaman albümü için 2. Klibi çekmeyi düşünüyoruz. Klibin çalışmaları sürerken bir taraftan 3. Albüm çalışmaları sürüyor, 2014 başlarında 3. Albümü yayınlamış oluruz muhtemelen.
B:Çok yakın zamanda üçüncü albüm için kayıtlara başlayabiliriz...
10- şarkılar oluşurken önce söz veya beste gibi bir sıra var mı? 
Ö: Eskiden genelde söz üzerine çıkıyordu şarkılar, şimdi tam tersi oluyor. Sebebini ben de merak ediyorum. Uzun bir tatile ihtiyacım var sanırım. J
11- sözler için en büyük ilham kaynağınız?
Ö: İnsan ve evren. Her şey.
12- deli gömleğinin unutamadığı bir konser anısı?
Ö: Kesinlikle Mehmet’in 4-5 metre yüksekliğindeki sahneden geriye düşüp, nasıl olduğunu hala anlayamadığımız bir şekilde aynı yerden geri tırmanması ve bunu bizim çalarken fark etmememiz.
M:Ukrayna’da Respublica Festivali’nde sahneden düşmemi ne ben, ne de tanık olan kimse unutmadı, unutamayacak.
B:Mehmet'in sahneden uçması ve tekrar davul taburesine çıkması:)
13- Zaman müzik marketlerde yok sanırım (en azından D&R'da aradım) Turkcell müzik dışında albümü dinlemek için başka bir seçenek var mı? 
M:Zaman’ı dijital olarak çıkardık, müzik marketlerde satışı yok. Online olarak Turkcell Müzik dışında Soundcloud üzerinden dinlenebilir.
B:Konserler en sıcak ve gerçek fırsatlar.


18 Temmuz 2013 Perşembe

DELİ GÖMLEĞİ



Ben bir müzik gurmesiyim. Bunu içimde azıcık bir şüphe olmaksızın söylüyorum. Farklı kaynaklar aracılığıyla aylık güncellenen müzik havuzu oluşturup saatlerimi müzik dinlemeye ayırmak en büyük zevklerim arasında. Havuzun şarkıları genelde ses getiremeyen veya henüz albüm çıkarma fırsatı elde edememiş sanatçılar veya sanatçı gruplarından oluşur. Bazen ses getirmiştir grup ama o ses bana geç ulaşır. Havuzumda tanışırız. Müzik gurmeliği zor iş, kulaklarınız adam akıllı şarkı ararken korkunç coverlara, bir şeye benzemeyen kayıtlar dinliyorsunuz ama bazen iyi işler çıkmıyor değil.
Yine gurmeliğim tutmuş, saatlerce müzik dinleme ayinime başlamıştım. Kötü bir havuz olmuştu bu sefer ki, “kaliteli şarkı” sayısı yok denecek kadar azdı. Yine de uykum yoktu ve tüm geceyi müzik dinleyerek geçirmeyi planladığım için başka işimde yoktu, haybeye dinliyordum sırayla. Birden Özver Yılmaz’ın sesi ile irkildim. Bir Milyon Baloncuk sözleri ile değil ama Özver Yılmaz’ın sesiyle vurdu beni.“Kim ki bunlar?” diyerek bir güzel araştırdım grubu.
Edindiğim bilgiler hoş şeylerdi, grubun Ankaralı olduğunu doğru tahmin etmiştim. 99 yılında kurulan grup b dolu demo kayda rağmen ilk albümünü 2011’de kendi isimleriyle yayınladı. İkinci bandrollü albüm ise bu yılın başlarında dinlemeye hazırdı. Turkcell müzik’te iki albüme de ulaşabilirisiniz. Grubun yaptığı müzik alternatif rock diye kesilip atılabilir ama içinde grunge kokusu da alıyorsunuz, punk rock da. Grubun kuruluşu ile ilk albümü arasında 10 yıl gibi bir süre olunca “ex-üye” listesi de baya kalabalık oluyor. Bu kalabalığa maNga’nın Özgür’ü ve Zaman Makinesi’nden Emrah Tomsuk eşlik ediyor.
Grubu tanımanız için buyurun en sevdiğim 6 şarkıları (herhangi bir sıraya dizmedim);
Bir Milyon Baloncuk
Disko
Zaman
Kuyu
Yalnızlığım
Yalanlar söyle
Daha çok bilgi için takipte kalıp bu sitelere göz atabilirsiniz;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Deli_G%C3%B6mle%C4%9Fi_(m%C3%BCzik_grubu)
https://www.facebook.com/deligomlegi?fref=ts
-Rozerin

16 Temmuz 2013 Salı

Şebnem Ferah - OD


Dile kolay 7. albüm! Çıkışını iple çektim. 4 yıl şebnem için düşününce çok ama eski bir maNga fanı olunca öyle fazla gelmiyor :p yine de şeboist gözüyle bakınca “bir daha şebositlere yapma bunu şebnem” diyorum. Dalga kısmını geçersem 4 yılın meyvesi çok güzel alınıyor albümde. (Not; yazının kalan kısmı arkada OD çalmadan okunursa tadını tam alamazsınız) İlk klip ‘Birileri Var’ için geldi. Bence çıkış için hoş parça. Gerçi diğer şarkılardan birini seçse yine aynı şeyi derdim çünkü albüm genel olarak on numara beş yıldız olmuş.
Albüm açılışını ‘Kalbim Mezar’ yapıyor. Gitalar şahane, açılış için müthiş seçim. Ruh halini iplemeyip dinletiyor kendini. Dinleyen kişiyi alıp götürecek bir albüm olduğunu müjdeliyor gibi. Birileri Var ilk klip şarkısı demiştim. Nakarat ağıza yapışıp kalıyor. Sosyal mesaj içerikli şarkı çıkış için hoş parça. Sonrasında gelen OD sosyal açıdan bir başka vuruyor. İstediğin yere çekebilirsin sözleri aslında ama Birileri Var sonrası aşk ve Savaş Boyası öncesi olunca dinleyiciye eski sevgiliyi pek hatırlatmıyor. Ha isteyen Savaş Boyasını’da çeker istediği yöne. Sesleniş var orta da ama kime olduğu belli değil. Arkasından ‘Bin Yıldır’ geliyor. Bu albüm içinde çok yükselmez çünkü baş yapıtlarla dolu albümde fazla ortaya çıkmıyor gibi. Yine de boş bir şarkı mı? Hayır. Günün birinde harika bir akustik olabilir elbette. 
Ya Hep Ya Hiç konserlerin baş tacı. Enerjiyi yüksek dozdan veren bir şarkı olmuş. Arkasından gelen Utangaç yavaş bir nabız ile başlayıp nakaratta patlıyor, sizi sonraki şarkı ‘Yarım’a hazırlıyor. Yarım albümün baş yapıtı! Alt yapı, gitar, vokal, ses ne arasan var. Hepsi kusursuz. Ekibini sık değiştirmeyen şebnem ve ekibi uyum içinde. Gitarlar dersen Metin Türkcan’a bu albüm için kocaman alkış. Sözler ise en çok bu şarkı da vurdu beni. ‘Yarım’ bir kere replay tuşuna basılmadan dinlenebilen bir şarkı değil. Girdap hareketli tınlıyor ama ‘Yarım’ sonrası fazla sönük. Sonuçta bu CD bitecek ve Yarım etkisinde çıkış yaparsanız gerçek dünyaya atabtasyon zor olur. Böyle de ince düşünmüş şebnem :) Kapanış Nazım Hikmet’in yazdığı Cem Karaca cover’ı ile geliyor. Yakışmış mı? Evet.
Albüm ilk başta sevilmiyor. Şebnem daha iyisini yapmıştı, bu sefer olmamış, diye düşündüm ilk seferde. Sonra anladım ki ‘OD’ tekrar tekrar sindire sindire dinlenmesi gereken, dinledikçe keşfedilen bir albüm olmuş. Dinlemeyen kalmasın. Her eve lazım bu albüm.
-Rozerin